Bireyden Topluma Değişimin Anahtarı: Koçluk Sanatı
İletişimde olmak ve ait hissetmek hayatımızın temel, ayrılmaz bir parçasıdır. Gelişmek için insan bağlantısına ve sosyal etkileşime ihtiyaç duyarız. Arkadaşlarımız, bize duygusal destek ve aidiyet duygusu sağlar. Ancak bütün dostluklar eşit etkiyi yaratmayacaktır. Bazı ilişkiler kişiler için toksik ve yorucu olabilirken, diğerleri olumlu ve canlandırıcı etki yaratır. Arkadaşlık kurarken ya da ilişkilerimizi sonlandırırken karar anımızı etkileyen en güçlü faktör ise kişilik yapılarımızda gizlidir.
Güçlü bir kişilik, sağlıklı bir arkadaşlığın temel bir özelliğidir. Net bir benlik duygusuna sahip, kişisel değerlerine ve başkalarının sınırlarına da saygı duyma konularında güçlü yetkinlik ve farkındalığa sahip olan bireyler, iletişim becerilerinde de empatiyi, uzlaşmayı, çatışma yerine fikirleri eşitlikçi bir alanda müzakere edebilmeyi yaşamlarının doğal akışına da dahil edebilirler.
Kişinin kendisini tanıması, öğrenme ve gelişim alanlarındaki özelliklerini fark etmesi için koçluk kişiye güçlü ve etkili bir araç seti sunar. Kendisi, kimlikleri, davranış modelleri ve tutumları ile gerçekçi ve sağlıklı ilişki kuran kişi, hayatın içerisinde durumları ve yaşayışlarını etkili bir lider olarak değerlendirme konusunda da güçlenir. Kişinin kendisine özgü algı, tutum ve davranışının nasıllarını keşfetmesi hayatı da farkındalık seviyesi yüksek bir dikkat ve özen dengesinde yaşamasını kolaylaştırır. Sağlıklı arkadaşlıklar ve sağlıklı iletişim ancak sağlıklı düşünen bireylerle mümkün olabilir.
Koçluk, bireylere güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmek, kendi bilişsel ve psikolojik etki alanlarını, yatkınlık-yetkinlik ve becerilerini fark etmelerini sağlayan güçlü bir ayna tutar. Kişi fark ettiklerini seans alanında değerlendirme süreçlerine dahil eder. Zaman içerisinde kişisel varlık alanı, anlam ve değerleri, hayatı yaşama hızı ve diğer kendisine özgü niteliklerinin farkındalığını hayatın içerisinde aktif olarak süreçlere dahil eder. Kişi bu farkındalık bilinci ile hedeflerini belirlerken kendi sınır ve potansiyellerini göz ardı etmez. Hedefinin öncelik alanında olup olmadığını, kendisi için önemli ise hedefine ulaşacağı strateji aksiyon adımlarını netleştirme becerisini kullanır. Koçluk kişiye bilinçli farkındalık alanında yaratıcı düşünme ve sorgulama alanı açarken, koşulların da danışan tarafından tarafsız bir bakış açısı ile değerlendirmesini kolaylaştırır. Kişi koçluk alanında kendisine özgü iletişim kurma biçimlerini, çatışmalardaki tutum ve davranışsal eğilimlerini gözlemleyerek, memnuniyet duymadığı ve gelişime ihtiyacı olan konulara dikkatini yöneltebilir ve bu alanda tutumlarını yeniden yapılandırmak için etkili çözüm yolları oluşturabilir. Bireyin güçlü, anlamlı, eşitlikçi ve kapsayıcı sağlıklı ilişkiler kurabilmesi kişisel öğrenme sürecinde kendisine sağladığı bireysel katkılardan beslenir.
Koçluğun danışan olan bireye sağladığı bir diğer önemli katkı ise gelişimdir. Koçluk aracılığı ile bireyler güçlü yönlerini geliştirme, zayıf yönlerine ilişkin ise farkındalık geliştirerek bu potansiyelleri ile baş etme yolları inşa edebilirler. Engellerin üstesinden gelmeyi, gerçekçi hedefler belirlemeyi ve bu hedeflere ulaşmak için gereken esnekliği ve azmi geliştirmeyi öğrenmek için kişinin tek engeli sadece kendisidir. Koçluk ile bireylerin kişisel yaşamlarında başlayan farkındalık, kişinin kendi yaşamının sorumluluğunu alması için kararlılığını besleyen motivasyonunu da güçlendirir.
Sonuç olarak, kişinin kendi özvarlığı ve potansiyeli ile derin bir anlayışla ilişki kurması onu kendi yaşamının lideri olan güçlü bir bireye dönüştürür. Toplumsa bireylerden, bireylerin kurduğu yapılardan ve yaşam alanlarından oluşur.
Öğrenme ve gelişim için koçluğa yatırım yapmak sadece bireyleri değil, ilişkileri, büyümekte olan nesilleri ve bir toplumun bugününü ve geleceğini etkiler.